Kanal İstanbul için itiraz dilekçesi: "Topraklarımız, suyumuz, geleceğimiz tehlikede!"

Ebru ÇELİK
İstanbul’un geleceğini tehdit eden Kanal İstanbul ve Yenişehir Rezerv Alanları projeleri adım adım hayata geçirilirken, 2,5 milyon metrekarelik alan ranta açılıyor.
Sazlıbosna’da TOKİ tarafından iki ayrı proje kapsamında toplam 1908 konutluk yeni bir ihale süreci başlatılıyor. Proje kapsamında bölgede 24 bin konut inşa edileceği ifade edilirken, İstanbul’un önemli içme suyu kaynaklarından biri olan Sazlıdere Barajı’nın koruma statüsü kaldırıldı, baraj imara açıldı. İş makineleri su havzasına girdi, şantiyeler kuruldu.
İBB’ye yönelik siyasi operasyonların hemen ardından Kanal İstanbul güzergâhındaki ihale süreçlerinin hızlandırılması dikkat çekerken, çevre ve barınma hakkı savunucuları bugün Halkalı’da bulunan İstanbul Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü önünde bir araya geldi.
"BİLİMSEL DAYANAK YOK, ALTYAPI YETERSİZ"İlk olarak konuşan Çevre Mühendisi Çağla Aydın, “Kanal İstanbul ve Yenişehir Rezerv Alanları Projesi; İstanbul’un ekosistemini, su kaynaklarını, tarım alanlarını ve bu şehirde yaşayan insanların yaşam hakkını tehdit ediyor” dedi.
“Biz mühendisler olarak, bilimi ve toplumsal faydayı esas alan bir yaklaşımla bu mücadelenin içindeyiz. Bu sadece bir destek değil; mesleki ve etik sorumluluğumuzun bir gereğidir” diyen Aydın, şöyle devam etti:
“Projenin bilimsel ve teknik temelleri yok. Sazlıbosna Su Havzası, bir Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle koruma statüsünden çıkarıldı. Bu karar, hiçbir kuruma danışılmadan alındı. Planlarda ‘çevresel sürdürülebilirlik sağlanmıştır’ deniyor ama bunu destekleyecek bilimsel bir dayanak yok. Ne İSKİ’den ne Tarım Bakanlığı’ndan görüş alınmış. Planlar parça parça ilerliyor, altyapı yetersiz, nüfus artışı görmezden geliniyor.”

Aydın, ormanların ve tarım alanlarının yapılaşmaya açılmasının iklim krizini derinleştirdiğini vurgulayarak, “Ekolojik sistem bir bütündür ve bu bütünlük görmezden gelinemez. Bu projeler yalnızca doğayı değil, bölgedeki insanların barınma hakkını da tehdit ediyor. Bugün burada olmamız, yalnızca bir imar planına değil, İstanbul’un geleceğini tehdit eden bütüncül bir sürece itirazdır” diye konuştu.
"BİZLER BU KENTİN SAHİPLERİYİZ"Ardından açıklamayı okuyan Şahintepe Barınma Hakkı Meclisi üyesi Nagihan Kamçi, “İstanbul’un suyunu, havasını, tarım alanlarını, doğal varlıklarını yok edecek, milyonlarca insanın yaşamını doğrudan etkileyecek bir yıkım projesi adım adım dayatılıyor” diyerek tepkisini dile getirdi.
Kamçi, şu ifadeleri kullandı:
“Kanal İstanbul adıyla gündeme gelen, ama esasen bir inşaat ve rant projesi olan bu plan, şimdi Yenişehir Rezerv Yapı Alanı adı altında Sazlıbosna’da 2,5 milyon metrekarelik bir alana beton dökmeye hazırlanıyor. Bugün buraya, Batı Kısım’da yer alan 1/5000 ve 1/1000 ölçekli revizyon imar planlarına resmî itirazımızı sunmak için geldik. Bizler bu kentin sahipleriyiz. Geçmişte nasıl ‘dur’ dediysek, bugün de haykırıyoruz: Beton değil, yaşam istiyoruz. Rant değil, adalet istiyoruz.”

Kamçi, itiraz gerekçelerini şöyle sıraladı:
Sazlıdere Barajı’nın içme suyu niteliği sessizce düşürüldü. Bu karar hem su kaynaklarını hem de İstanbul’un su güvenliğini tehdit ediyor.
Tarım ve mera alanları yok ediliyor. Bu durum, gıda güvenliği ve kırsal yaşam açısından büyük bir tehdit.
2 milyona yakın yeni nüfus planlanıyor. Bu, altyapıdan ulaşım sistemine kadar tüm hizmetlerde çöküş anlamına geliyor.
Yargı siyasallaştı. Mahkemelerin iptal kararları üst mahkemelerce sürekli bozuluyor.
TOKİ’nin ‘sosyal konut’ söylemi aldatmacadır. Gerçekte inşa edilenler lüks konutlardır. Halkın değil, sermayenin çıkarı gözetiliyor.
"HALK BU PROJEYİ İSTEMİYOR"Ya Kanal Ya İstanbul Koordinasyonu’ndan Rüya Kurtuluş ise, “Şu an Sazlıbosna'da, Sazlıdere Barajı'nın hemen dibinde çok büyük bir inşaat projesi yapılıyor. Kanal başlamadı ama gerçekten kanalın yıkımı, kanalın rantı, kanalın betonlaşması çoktan başladı ve bu projede yangından mal kaçırır gibi mahkeme kararlarına rağmen alelacele planlar revize edilerek su koruma alanında, su koruma havzasının hemen yanında, mutlak korunması gereken bir yerde hızlıca iş makinalarının çalışmasıyla devam ediyor. Bunu engellemek, durdurmak istiyoruz. Zaten bu bölgede yaşayan hiç kimse ve İstanbul halkı bu projeyi istemiyor. Bu proje gerçekten beton ve rant projesi, talan projesi. Buna karşı bugün Halkalı Çevre Şehircilik İl Müdürlüğü ek hizmet binasında itiraz dilekçelerimizi vereceğiz” diye konuştu.
Kurtuluş, konuşmasına şöyle devam etti:
“Ayriyeten, Şahintepe, Bayramtepe, İmrahor Mahalleleri buralar kanal etki alanı içerisinde ve buralarda yine kanal projesinin rezerv yapı alanı ilanı ile beraber yerinden edilmeler, el konulmalar, zorla rantsal dönüşüm dayatmaları yaşanıyor ve Şahintepe halkı da uzunca bir süredir buna karşı direniyor, mücadele ediyor. Biz de bugün Ya Kanal Ya İstanbul Koordinasyonu olarak hem onların yanında olmak hem de itiraz dilekçelerimizi bir kez daha vermek için buradayız.”
BirGün